Thursday, September 03, 2015

DOĞADAKİ LABİRENT

DOĞADAKİ   LABİRENT

                      1

Sesi çalınmış bir keman
Duyamayan bir insan
İletmeyen bir hava
Sıcağı alınmış oyuk oyuk alevler
Islatmayan bir yağmur
Uçamayan kuşlar
Soğuğu alınmış buz parçaları
Yeşilsiz ormanlar
Mavisiz denizler
Gri mi gri gökyüzü
Ruhları kuma gömülü insanlar
Notasız bir müzik
Kokmayan rengarenk çiçekler

                       2

Uzayda bir keman sesi
Salt kulak olan yıldızlar
Titreşmeden ses veren bir yoğun hava
Alev alev sıcaklıklar
Hortumun emdiği tufan
Gövdesiz uçuşan kanatlar
Sıcakta erimeyen buzlar
Yemyeşil bir düşünce
Masmavi rüyalar
Bembeyaz bir gök
Ruhların üstünde dans ettiği yakamoz kümeleri
Anılardaki sessiz müzik
Tüm kokusu dikende saklı güller

                        3

İnsanların çaresizce koşuştuğu bir labirent
Karmakarışık bir gökyüzü
Gözbebeklerindeki mana karmaşası
Bir an için duyulan bir keman sesi
Dümdüz olan düşünceler
Labirent duvarına konan gövdesiz kanatlar
Döne döne inen bir tüy
Onu yakalamak için koşan bir çocuk
Gözkapaklarına rüya yüklü bir kadın
Labirent duvarını ören çıplak bir erkek
Bir bakış ve de bir başkası
Düşünceyi yutan bir tufan
Bulutların üstünde bir labirent planı
Yolları ışıl ışıl
Yukarı uzanan eller
Kalplere konulan yanlızlık
Elini uzatan hasret
Gölgesi labirenti ısıtan bir düşünce
Onu kovalıyan diğerleri
ve de
İlk düşünce

                       4

Kulağında bir ses
Midye içindeki öfke
Labirentin nefesi
Ölen adamın çığlığı
Bir meleğin kahkahası
Şeytanların dansı
Kuklanın son uyarısı
Avucunun içinde oluşan oyun...
Şah dediğin an
Labirentte bir mat
Boşlukları ( katı mı katı) uzun bir düşünce
SEVİYORMUSUN ONU ?

                       5

Labirentte insanlara gülen bir köpek
İki büklüm yaşlı bir yazgı
Acımasız bir ışık
Gölgenin kırıldığı duvar
Topal bir Şeytan
Ecele yetişemeyen yorgun bir cebrail
Kaderi tokatlayan bir Melek
Eski bir dünya
Herkesin bildiği Labirent Sapağı
ve bir Karanlık köşe
           Aşkların saklanıp
           Kitapların yakıldığı
Gülen Köpekler
Nabzı atan bir Ölü
Tartışan tanrılar
Soyut bir netice

KEŞKE KÖPEKLE DOST OLSAYDIN

                        6

Labirentin mabedi
Mum ateşinde yanan dualar
İki bin sene sonra çimlenen bir tohum,
Çiceğinde bir burun izi
Dikeninde belli belirsiz bir söz
Sahipsiz atan bir kalp
Kanatsız uçan bir gövde
Muma gelen bir pervane
İnanma diyen bir ses
Gözlerinden fırlayan bir çığlık

HAYATI SEVİYORSUN DEĞİLMİ ?

                         7

Mavinin içine yayılan heyecanlar
Parmak uçlarımı yalayan dalgalar
İçime alıp sonsuzlaştırdığım aşkın
Ağacın gölgesinde kaybolan bir bulut
Yapraklarda sararan umut
Seni seviyorum diyen bir keman sesi
İç dünyamı tırmalayan çığlıkların
Yüreğimde çimlenen nefret
Rüzgarı sırtlamış iyimserlik
Tınlayan bir SEZİ
Herşeye rağmen okadar güzelki


Yavuz Oncelay
Temmuz 1992

0 Comments:

Post a Comment

Subscribe to Post Comments [Atom]

<< Home