Sunday, September 06, 2015

















YİNE BİR ÇIKMAZ SOKAK

Böyle hissediyorsun......
hayır Yanılmıyorsun
Kural dışı DÜŞünüp
Kural dışı DÜŞ kuruyorsun
DÜŞLERİN yine de kuralların yansıması

Ama DÜŞÜNDE
Gerçektekinden daha fazla haykıramıyorsun
Senin DÜŞÜN bir yanlızlık anı
İlerlemeyen zaman parçasında
Sana bir aşk fantazisinin başrolünü veriyorum
Biliyorum sen de istiyorsun bu rolü uzun zamandır
O çok hoşlandığın tenime dokunacak
O beyazlığın tüm ürpertisini duyacaksın göğüs uçlarında
Bir ürperti seli yayılacak tüm vücuduna
Göğüs uçlarının bir sıcak korku gibi dikildiğini hissedeceksin
Onsekizindeki ilk tecrüben  gelecek DÜŞÜNE..

Dokunuyorsun vücuduma akıyor bu sıcak korku benliğime
Aynı anda diriliyoruz şimdi
Parmaklarımı vücudunun her yanına salıyorum
Hissediyorum isyankar ve aykırı sıcaklığını
Bir yanardağ gibi titreyen vücudunu soluyorum derinden
Ve dilimi de ekliyorum parmak uçlarıma....

Parmak uçlarımda sonsuz bozkırlar oluşuyor
Boz renkli kurtların karıncaları kovaladığı
Tüm yıldızlar iniyor düzlüğe
Bir perde çekiyorsun özün üstüne
Eğleniyorsun gönlünce kaygısız

Oysa  bu  bir yasak şölen
Yıldızları göndermelisin
Tanrılar geri istiyor onları
Dev aynalarının etrafına dizecekler
Kendi çatık kaşlarnı görmek için.....
Sonra sana uzatacaklar o ışıl ışıl aynaları
Günahlarını gör demiyecekler ama
Sen öyle algılıyacaksın

Yıne de
Her yıldızda bir geceyi yaşayacaksın
Milyonlarca yıldızda milyonlarca anını çağrıştıracaksın çaresiz
Aynanın derinliğinde gidip gelecekler anlar
Tanımadığın bir KAOS saracak tüm benliğini
Bazı anlar vücuduna değecek ürpertircesine
Bir düzensizlik ....
Bir aykırılık başlıyacak çemberin aynı noktasında

İşte sana bunu söylüyorum
Koyman gerekmiyor tüm bunları sıraya
Hiçbir şey yapman gerekmiyor
Salt , bu bozkırda yürüyüp
Alıvermelisin tüm alemi içine
Ta ki güneşin batana kadar

Karanlığı arkana alıp tutmalısın elimden
En olmadık yerde soyunup çekmelisin beni kendine...KAOSa
Ara demelisin tüm renkleri
ve de Diken kokularını

DÜŞÜMDE diken kokuları geliyor burnuma
Sonra kırmızının iç yakan kokusu
Mavinin dumanına karışıyor sessiz
Sarı sıcak bir buhar sızıyor tüm karmaşaya
ve Senin vücudun tüm bunlara karışmış
Geçmişi olmayan bir kütle gibi duruyor önümde
Seni yanlız sonsuz duyguların sınırlıyor
Vücudunun da sınırı duyguların
Bazen içbükey bazen anlamsız duran duyguların
O hep içinde tuttuğun
Dış görünüşü aldatıcı
İçi , içten pazarlıklı pislik dolu görünüşü

Düşlere sızıyor basık basık
İnsanın uykusunu sıvazlarcasına
Öyle bir tenle uyanıyorumki
kazıyıp atmak geliyor içimden o an

Ama bu sadece bir DÜŞ
Belki geleceğin bir gerçeği elimden tutan

Seni yanlız o boyut karmaşasında anlayabiliyorum
Seninle o düzlemde sevişip
O düzlemde diken kokularını algılıyabiliyorum
Geçmişimizde aynı
Gerçek anın olmadığı bir geçmiş bu
Bir DÜŞ gerçeği....

Sonra yağan yağmur
Yükselen toprak kokusu sarıveriyor tüm bunları
O yolları kıvrım kıvrım dağlardan
Aynı korkuyla geliyorum yolun kavşağına
Bir kez daha hissediyorum tüm korkuyu iliklerimde
ve
Tereddütü RÜYAMSI o RÜYADA olduğunu bilmenin verdiği güvenle
Bir kez daha yürüyorum bu KAOSun dayanılmaz cazibesine
Sonra cinsellik yüklü bulutlar yutuveriyor tüm bunları
Artık RÜYADA ve GERÇEKTE olmanın da hiç anlamı kalmıyor


Yavuz Oncelay
Nisan 1999






0 Comments:

Post a Comment

Subscribe to Post Comments [Atom]

<< Home